26 Ocak 2009 Pazartesi

HUKUK ÖĞRENCİSİ

Kafası hülyalarla dolu bir gençtir hukuk fakültesi öğrencisi. Seyrettiği Amerikan filmlerinin etkisindedir zihni. Mahkeme salonuna çıktığında haklıyı haksızı bir kalemde ayıracaktır o. Esasında iyi niyetlidir. Şana, şöhrete, paraya, pula kapalıdır gözleri, tıpkı Themis'in gözleri gibi. Adaletin kılıcı olacaktır, kendi kınını kesmeye hazır. Parlak zırhlı bir şövalyedir. Zırhını kuşandığı gibi atını kötülerin üzerine sürecektir. Bindiği atın isminin Rosinante olduğundan habersiz...
1.sınıfa başladığında ufak çaplı bir hayal kırıklığı yaşar. Seyrettiği Amerikan filmlerinin hiç birinde duymadığı "emin sıfatıyla zilyet", "mutlak butlanla batıl" gibi kimi tekerlemeler aklını karıştırmaktadır. Ama henüz parlaktır zırhı; O diğerleri gibi değildir. Hayalleri vardır. Hukuk fakültesini bitirince okurken edindiği yabancı dili de kullanarak başka alanlara açılmayı, hukuka evrensel bir düzenleme aracı olarak bakmanın kutsallığına inanmaktadır. Savcılık, hakimlik gibi meslekler geçmişte kalmıştır ona göre.
2.sınıfa geldiğinde hakimliğin ya da savcılığın güzel meslekler olduğunu keşfeder. Avukatlığa soğuktur hala. Hiç ona göre değildir öyle mahkeme mahkeme koşturmak, başkalarının verdiği kararların satır aralarında kaybolmak. Buyurmanın lezzetine ermek ister.
3.sınıf ufukta göründüğünde aslında avukatlığın ne denli heyecan verici olduğunun farkına varır. Kişinin tamamen kendi bilgisi ve mesleki deneyimleriyle hareket etmesinin özgürlüğe tekabül ettiğini düşünür. Öyle tayinle, atamayla, Anadolu'nun ıssız kasabalarında kaybedecek vakti yoktur. Beri yandan zırhının yavaş yavaş paslanmakta olduğunu, atının aniden yaşlandığını farkeder.
4.sınıfın kapısından adım attığında aklında tek bir düşünce vardır ; "Bu okul bir bitsin de nasıl biterse bitsin". Tüm özel zevklerini erteler. Karşı cinsi aklından siler atar. Ders çalışır, ders çalışır, ders çalışır, "şu okul bir bitsin de, şu okul bir bitsin de, şu okul bir bitsin de"
Sonra bir gün, bir icra dairesinde ter içinde kalmışken tozlu dosyalar arasında kaybolur. O gün sağdan soldan çarptığı bahşişleri güzelce sayıp cüzdanına yerleştiren bir odacının süpürgesi antenlerine ilişir neden sonra. Devcileyin bir böceğe dönüşmüştür hukuk fakültesi öğrencisi. Olup olacağı budur.

3 yorum:

Mehmet Reşit dedi ki...

Hobaaa! Gregor Samsa..

simonov dedi ki...

Peki daha birinci sınıftayken dördüncü sınıf zihniyeti varsa bu öğrencide yani büyük hedefleri yoksa hele bi bitsin diye yaklaşıyorsa ne olur? Hukuk kitaplarıyla dolu korkunç kabuslardan uyandığında masasında kendsini yine bir küçücük bşr böceğe dönüşmüş olarak mı bulur? eğer öyleyse hiç kasmayalım yani, sonumuz aynı olacaksa..

Av. Levent Öge dedi ki...

buradaki hayalleri ile yapmak zorunda oldukları arasında kalan bir adamın (hukuk fakültelerinin kantinlerinde çokca yapılan) bir karikatürü nihayetinde:)) durum o kadar ümitsiz değil yani.

bir de böyle 1.sınıftayken 4.sınıf kafasında olanlar pek bir acar avukat oluyor sonradan