16 Ağustos 2011 Salı

NEFRET ETTİĞİM KELİMELER VE SAİRE

Övünmek gibi olmasın tembel tabiatlı bir insanım. Yarına erteleyebileceğim bir işi asla bugün yapmam. Koltuğa yayıldım mı kıçımı kolay kolay kaldırmam. Koltuğa yayılmış yatarken bir ihtiyacım olduğunda İnspektır Gicıt gibi uzanırım, görenin aklı şaşar. Öyle işte. Tabiat böyle olunca nefret etmek, sevmekten kolay geliyor. (Böyle bir şarkı var mıydı şekerim? ehe) Nefret etmek kolay gelince hayat kolaylaşıyor. Narin bünyeyi bir şeyleri sevmek için zora koşmuyorsun, hayat kolaylaşıyor. Nefret ettiğim şeylerin başında da bazı kelimeler ya da nasıl diyollarrrr tamlamalar geliyor. İşte bazı örnekler:

Adam gibi adam:Bir numarayı en başa koydum. Duyunca kuru kahvenin üstüne limon sıkıp ağzıma atmışım gibi bir his yaratıyor. (Kuru kahvenin üstüne niye limon sıkıp ağzıma atıyorum, manyak mıyım neyim? Yok len, motoru bozunca işe yarıyor) Öylesine iğrenç, öylesine tiksindirici. Bu laf, son birkaç yılda moda oldu. Başlarda türkücü diye ortalarda gezinen ayı yavrusundan hallice adamlara ve kadınlara has bir sıfat iken çok sevilmiş olacak ki her türlü ortamda zikredilmeye başlandı. Sanırım kişinin mert, özü sözü doğru bir kimse olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Tabi kadınlık bu heriflerin zihninde "kancıklığa" işaret ettiği için "kadın gibi kadın" ifadesini kullanmıyorlar. "Erkek gibi erkek" deseler yaptığı cinsel çağrışımdan ötürü başları belaya gireceğinden adam gibi adam yoluna sapmayı tercih ediyorlar. Saptıkları yoldan geri dönmemelerini temenni ediyorum.

Düğmeye basmak: Bunu ekseriyetle haber bültenlerinde duyuyoruz. Zaten başka bir ortamda biri dese elimin tersiyle ağzına çarparım. Şimdilik televizyona küfretmekle yetiniyorum. (Kendime not: televizyonla konuşmayı azalt)İlk olarak Beyaz Enerji Operasyonu sırasında duymuştuk sanırım. İşin içine bir bakan girince durumun ciddiyetini vurgulamak için sivri zekalının biri tarafından uydurulduğunu sanıyorum. Şimdi vara yoğa düğmeye basıyorlar. Devletimiz sağolsun, her gün bir ton operasyon yapıldığından düğmeye basa basa yalama oldu düğme. Bence bu düğmeye basma meraklısı arkadaşlar zor bir çocukluk dönemi geçirmişler. Onların hiç oyuncakları olmamış, şimdi bulmuşlar bir düğme basıyorlar da basıyorlar. Onlara ettiğim küfürlerin içerik olarak ne kadar zengin olduğunu bilseler, inanın bu kadar rahat basamazlardı, düğmeye...

>Sıfır noktası: Bu da bir haber klasiği. Sınırın sıfır noktasında operasyon yapıldı, efendim, sıfır noktası geçildi filan diyerek bir yılan gibi süzüldü hayatımıza. Şimdi düğmeye basmadıkları zaman sıfır noktasını geçiyorlar. Mesela geçen Harikalar Diyarı'nda iftar yemeği verilmiş. (Harikalar Diyarı deyince aklına Woodstock gibi bişi gelmesin len, böyle atlıkarınca var, dönme dolap var, made by Melih Gökçek) İftar sofrasını Harikalar Diyarı'ndaki gölün kıyısına kurmuşlar. (Su birikintisi görünce bir yeme içme arzusu doğması ne acayip lan) Muhabir durur mu patlıyor haberi: İftar gölün sıfır noktasında açıldı. Sanki davetliler Allah Allah diye taarruza geçmiş iftarlıklar üstüne.

Yapıyor olacağız: Bi de bu var. Neresinden tutsan elinde kalır. Bunu daha çok bankacılar, kurumsal olma iddiasındaki şirket çalışanları kullanıyor. Şunu demiyor: Falanca tarihte şu işlemi yapacağız ya da şu olduktan sonra bunu yapacağız. Demiyor arkadaş. Onun yerine nokta nokta yapıyor olacağız. Bu kalıbı kim bulduysa onun ağzına yarım kilo balı boca edip elini kolunu bağladıktan sonra karınca yuvasının yanına yerleştirmek istiyorum.

Hiç yorum yok: