11 Ocak 2011 Salı

KEDİLERDEN SEN ANLARSIN, KONUŞ ONLARLA

Çalışmalıyım. Üretmesem bile çalışmalıyım. Üretmek için düşünmek gerekebilir, çalışmak için eşek tabiatlı olmak yeterlidir. Tepedeki insanlar bunun için yetiştirdiler beni, 20 küsur yıl. Öldürürken gülümseyebilmem en büyük arzularıydı. Öldürdüm ve gülümsedim. İçim hiç sızlamadı.

Su gibi olmaktı amaç, su gibi berrak değil, ama su gibi şekilsiz. Girdiği kabın şeklini alan hayatta kalır ve hayatta kalmak birinci önceliktir. Tanınmamak hayatta kalmanın anahtarıdır.

Bense onları kandıracak kadar iyiydim bu işte. Aralarına karıştım, onlar boyalı kuşlara saldırırken ben, hemen yanlarındaydım. Bir darbede ben vurmak için etrafımdakileri iterken savaş naraları savurdum. Arzum onları ikna etti. Beni tıpkı diğerleri gibi siyah bir nokta sandılar. Siyah bir noktayı kimse tanımaz. Siyah bir noktayı kimse önemsemez. Siyah bir nokta olmanın en güzel yanı kimse tarafından fark edilmemektir. Öyle ki bazen kendin bile aslında ne olduğunu unutursun.

Deniz kokusu duyana dek. Eğer siyah bir nokta isen denizden uzak durman gerekir. Deniz kokusu, diğer kokuların aksine çizgi filmlerdeki gibi kıvrıla kıvrıla yükselmez. Çünkü deniz kokusu ciğerlere saplananan bir bıçak kadar keskindir. Vurduğu yerde vurgunlar yaratır. Düşlerinde, ceplerine sığınan yavru kedileri beslersin. Ankara ayazında gözlerini sonsuz bir uykuya yumacaklarını bile bile.

Hiç yorum yok: