13 Aralık 2010 Pazartesi

BATI CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK


Henüz lise çağlarında gönüllü olup cepheye giden çocukların, Paul Baumer'in gözünden anlatılan hikayesi. Çocukken, tesadüfen elime geçen bir kitaptı. Önce her erkek çocuğunun hayalleri süsleyen askerlik, kahramanlık gibi duyguların etkisiyle okumaya başladım.

Çocuk halimle bile kitabın bambaşka bir şey anlattığını anlamam çok uzun sürmedi. Çünkü diğer "kahramanlık hikayelerinin" tersine bu kitabın kahramanları açlıktan bir at bulup yediklerinde mutlu oluyorlar, top atışlarından saklanmak için girdikleri mermi çukurlarında zehir soluya soluya ölüyorlardı ve bunlar olup biterken kendileriyle hiç de gurur duymuyorladı. Kitabı okuyup bitirdiğimde kafam iyice karışmıştı.

Çok sonra kitabı yeniden okuduğumda elime nasıl bir cevher geçtiğini anladım. Paul'un göğsünden süngülediği Fransız askerle mermi çukurunda geçirdiği saatleri anlattığı bölüm kadar etkileyici bir savaş karşıtı eser bugüne kadar verilmemiştir sanırım. Ya da hiç bir hayal kahramanının ölümü bilge Katczinsky'nin ölümü kadar iç yakmamıştır. Kitabın dramatik yapısı hiçbir söz sanatını gerektirmeyecek, hiçbir görsel oyuna yenilmeyecek kadar kuvvetlidir.

Kuşkusuz kitabın yazarı Erich Maria Remarque'nin 1.Dünya Savaşı'nda bizzat savaşmış olmasının bunda etkisi vardır. O kadar içten duygularla yazılmıştır ki 1933 Almanya'sında kitaplar yakılmış, yazarı Alman vatandaşlığından çıkarılmıştır.

Naziler'in bütün bu çabaları Paul'un "on sekiz yasindaydik. tam yasamayi ve dunyayi sevmeye baslamistik. Bizi bu dunyayi mahvetmekle gorevlendirdiler" diyen insan sesine engel olamadı.

Hiç yorum yok: