31 Ağustos 2009 Pazartesi

ÇANAKKALE'DE TÜRKLERLE BERABER


Çanakkale Savaş'ında tümen komutanlığına kadar yükselmiş ve hatta yaralanmış bir Alman subayı olan Hans Kannengiesser'in yazdığı hatıratı tatile giderken edinmiştim. (İsminin telaffuzundaki zorluk yüzünden asker arasında Kalın Keser Albay olarak anılıyormuş) Son yıllarda Şu Çılgın Türkler rüzgarıyla Çanakkale Savaşı ve Kurtuluş Savaşı hakkında pek çok kitap yayınlandı. Kitabı "acaba hamasetten arınmış dışarıdan bir göz o yılları nasıl değerlendirmiş merakıyla" okuduğumu ve diğerlerinden ayırt ettiğimi söyleyebilirim ki bu tavrım ortalama bir Türk'te var olan yabancının ne düşündüğünü merak etme ritüeliyle son derece uyumlu.



Kitap, bu soruya kısmen bir yanıt verebiliyor. Çünkü o kadar berbat bir çeviri ile yayınlanmış ki bazı cümleleri tekrar, tekrar ve tekrar okuyarak ancak anlamlı bir bütüne ulaşılabiliyor. Ama şu var ki Çanakkale Savaşı'ndan hemen önce eğitmen olarak görev yapan Almanlar Çanakkale Savaşı'nda icradan çok organizasyon görevine getirilmişler. Bizim için organizasyon kavramı "uzakta, Asya'da bir ülke" olduğuna göre son derece isabetli bir seçim olmuş. Kitapta da bu seçimi olumlayan kimi örnekler var zaten. Mesela Balkan Savaşı'nda yiğitçe dövüşen askerin açlıktan telef olması ama bu bu sorunun Çanakkale'de yaşanmaması Alman organizasyonuna bağlanmış.



O değil de, kendi ülkesinin toprağından kilometrelerce ötede, tanımadığı yabancı ellerde ölmek ne gariptir be arkadaş.

Hiç yorum yok: