2 Eylül 2009 Çarşamba

SU AKAR FEDERASYON BAKAR


Bilindiği üzere 30.08.2009 tarihinde yapılan kongre neticesinde pek sevgili Melih Gökçek başkanın, mahdumu, şeker insan, yırtıcı forvet Ahmet Gökçek Ankaragücü Klubü başkanlığı'na seçildi. Can dostum, güzel insan, veliaht prens Gökçek ekibinden 15, "bir koltuğa oturdun mu sakın ha kalkma" isimli türküyü yıllardır yanık yanık tererrüm eden Aydınoğlu Cemal Bey ekibinden 15 kişi, "kendi gitti, adı kaldı yadigargillerden MKE'den 2 kişi yönetime seçilerek 32 kişilik kodumu oturtacak muhteşem, dev bir kadro kurdu. Böylesine muhteşem, böylesine güzide insanlardan oluşan yönetim kurulunun Ankaragücü'nü çekemeyenlere, başarının sadece İstanbullulara ait olmasını isteyenlere korku vereceği kesindi ve federasyonun inceleme başlatması gecikmedi.

Gecikmedi derken, "gecikmek" göreceli bir kavram takdir edersiniz ki. Kime göre gecikmedi, neye göre gecikmedi? Federasyon, halen Ankaraspor ve Ankaragücü diye iki tane takım olduğuna göre gecikmiş sayılmayız diye düşünmüş olacak ki, Aydınoğlu Cemal Bey ile Gökçekoğlu Hakanı, Ankara Prensi Melih Gökçek'in süper sırıtık pozları gazetelerde boy boy yer alırken herhangi bir inceleme başlatma ihtiyacı duymadı. Ta ki veliaht prens, temiz yüzlü, melaike Ahmet Gökçek başkan seçilene kadar. Ancak ondan sonra "galiba bu Ahmet Bey oğlum Ankarapor'da da görev yapmıştı" diyen federasyon, dostlar alışverişte görsün isimli düğmeye bastı.

Federasyon düğmeye basadursun, iş bilen kılıç kuşanan 32 kişilik dev kadro "atı alan Üsküdar'ı geçti, yavrum hey hey" hamlesiyle karşı saldırıya kalktı ve Ankarapor'un kaptanı Hürriyet, geçen yıl en çok gol atan oyuncusu Mehmet Çak Çak Çak Çakır, Trabzon'da dikiş tutturamasa da Gençlerbirliği'nde gayet iyi oyunlar çıkartan Risp'i ve M.Hanefi'yi 49 yıllığına olmasa bile 2 yıllığına kiralayı kiralayıverdi. Aaaa, olmaz, vallahi inceleme isteriz, bak ölümü gör inceleme yapmazsan diye ısrarcı olan Ahmet'im isteği üzerine federasyonun bu konuda da bir inceleme başlatması bekleniyor.

Bütün bunlar olurken üzerine ölü toprağı serilmişgillerden basın, hülyalara dalmış vaziyette "yitip giden huuu, hayalleri huuu, bir yerlerde bulsammm" diye bir şarkı dinliyordu radyodan. O yüzden konuyla ilgilenemeyecek kadar meşguldu. Bir de Sercan Yıldırım'ın hangi takıma gideceği mevzuu çözülememişti bir türlü, halbuse 8 milyon öro+wederson karşılığında dediydiler, niye böyle oldu acıbağ?

Hiç yorum yok: