25 Haziran 2012 Pazartesi

SURİYE - SAVAŞ

Malum, bir savaş uçağımızın Suriye tarafından düşürülmesi sonucunda ha savaşa girdik, ha savaşa gireceğiz diye yaşıyoruz kaç gündür. Misal ben eve makarna stok ettim. (Az önce savaş- makarna esprisi üzerinden nemalanmaya çalışan 1245789633. kişi olarak büyük ödül kazandığımı öğrendim.Büyük ödül kol saatiymiş)   

Biz büyük ve güçlü bir ülkeyiz. Öyle her önüne gelenle savaş, bizi bozar. Aramızdan seçeceğimiz bazı gönüllüler sayesinde Suriye, muriye gibi ülkeleri tek bir mermi atmadan bitirebiliriz. Mesela Melih Başgan. Biz bugün savaşmak yerine Melih Başgan'ı, Suriye'ye göndersek o ne yapar ne eder Şam Büyükşehir Belediye Başkanı seçilir orada. Seçimesiyle birlikte şehrin altyapı sistemi de çökeceğinden problem kalmaz. Bişi diyen olursa, otomatik olarak Karayalçın'ı suçlayacağından adamceğizlerin kafaları da karışacaktır. Bir müddet sonra Allahını seven üstüme bomba atsın diye sınırlara koşacaklarından eminim. Artık o zaman "hain düşman, al sana bombe" demek opsiyonel. 

Yalnız bu tabi, biraz riskli bir operasyon. Melih Başganın nüfuz ettiği bölgede 20-25 yıllık bir etkisi olduğunu göz önüne alırsak bu hamlemiz kimyasal saldırı kabul edilebilir. Sonra fikir "na şundan" çıktıydı diye ispiyonculuk yapanın üstüne Nihat Doğan'ı salarım bilesiz. 



Şaka bi yana ne savaşı erenler? İki halk bin yıldır yanyana yaşayıp gidiyor. İki tane badem bıyık, emperyalistlerin taşeronluğu yapsın diye komşumla niye savaşacak mışım?

 

Hiç yorum yok: