9 Şubat 2011 Çarşamba

NE ARADILAR, NASIL GELDİLER?


Teknoloji hayatı kolaylaştırması açısından gerekli bir unsur. Ama insanın hareketlerini izlenebilir kılması tehlike arz ediyor. Şöyle gönül rahatlığıyla dümen çevirip rahat rahat arkana yaslanamıyorsun. Zira her adım attığında, attığın adımları kaydeden bir düzenek var. Big Brother felsefesi yapıp sıkıcı olmak istemiyorum. Onun yerine google analytics sayesinde bloguma gelenlerin aslında ne ararken kendilerini burada buldukları hakkında laflayalım diyorum, derim, blog benim.

Sonuçlara baktığımız zaman karanlıklar efendisi Darth Vader'ın aramalarda öne çıktığını görüyoruz. Star Wars'ın ve Lord Vader'ın bir takıntı haline gelmesini anlayabilirim. Ama Darth Vader'ın günlük hayatını nasıl sürdürdüğünü merak etmek biraz fazla olmuyor mu? "Darth Vader nasıl yemek yer" nasıl bir sorudur allahaşkına? Gerçekten bunu merak edecek kadar boş vaktin varsa sevgili dostum, dünya sana güzel. Bi de olayı kişiselleştirip Vader'ı ortadan kaldırma hülyasında olan bir kardeşimiz var ki onun sorusu "Darth Vader nasıl yenilir? " Bu soruda hafiften bir "bu galaksi ikimizde dar ulan, motor kafa" tonu yok mu? Bence var. Seni yeneceğimmmm Vaderrr diye uykulardan uyanan biri yaşıyor aramızda, dikkat.

Bir de tam tersi istikamette ilerleyen bir gönüllü var. O "nasıl Darth Vader olunur" sorusuna cevap bulduğu anda hepimiz kaçacak delik arayacağız, uyandırayım. Ama en eğlencelisi ev işi Darth Vader olmak isteyen arkadaş ve onun muhteşem sorusu "evde Darth Vader maskesi nasıl yapılır". Yine iyi lan adam sadece maske yapmak istemiş, ışın kılıcı falan yapmaya kalksa mazallah zayiat büyük olabilirdi. O değil de Ali Kırca suratında müstehzi bir gülümseme ile bunu haberlere çıkartır. "Zonguldaklı mucit, evde light saber yaptı." Düşün adam evde kendi imkanlarıyla ışın kılıcı yapmış, Ali başgan dalgasında. Olamaz mı? Olabilir.

Işın kılıcı çalma melodisi araması zaten bulanık olan zihnimde görüş mesafesini hepten düşüren bir başka beyhude çaba. Melodili ışın kılıcı diye bişey mi var? Böyle açıyosun ışın kılıcını okul zili gibi çalıyo dilillilliii, haydi jediler okula? Olamaz mı? Bu olmasın mümkünse.

Blogda sahne alan bir başka kahramanımız Dexter Morgan, malum. Dexter ile ilgili aramalar muhtelif ama ben "Dexter tarzı dizi var mı" diye google'a soran adama takıldım. Hayır, onunla eğlenmeyeceğim, zira o yalnız bir adam. Bu soruyu soracak kimsesi olmadığı için bir bilgisayar ekranına soruyor. Seni seviyorum kardeşim, yalnız değilsin, bil ki seni anlayan biri var. Ama Dexter Morgan sözleri diye arama yapan kişiyle iletişim kuramıyorum. Dexter Morgan özlü sözleriyle maruf bir kimse değil, şarkı değil, şarkıcı hiç değil. Ha, altyazı arıyorsan, daha gidecek çok yolun var.

Bunlar nispeten anlaşılabilir şeyler de hamile sexx fallow diye arama yapan kardeş aslında ne arıyor, nasıl bir fantezi dünyasında yaşıyor, google o dünyada bana nasıl bir rol verdi, bilmiyorum, sormaya korkuyorum. Hamile olmadığıma şükrediyorum. Yoksa çekilecek çilemiz varmış. Zira bunun bir de hamileysen ne çıkar versiyonu var, hepten kötü, adam kafaya koymuş halvet olmayı, evlerden ırak.

Kendine güzel nick yapmışsın, blogunun adını pek de karizmatik seçmişsin. Yerler gökler Stardust diye inliyor sanıyorsun değil mi? Değil güzel abicim. İstersen gökten melekler inip takdis etsin adını, Angaralı bir girişimci gelip Stardust diye düğün salonu açıyor iki sokak öteye, bitmekten beter oluyorsun. Kitapçı değil, sinema değil, düğün salonu lan. İsmi Stardust olan bir düğün salonunun çatısı altında, Ankara oyun havaları eşliğinde zil takıp oynayan bıyıklı adamların dramı mı büyük, yoksam benim yıllar yılı yaptığım karizmatik görünme çabalarının çiftetelliye kurban edilmesi mi? Yok anam, hayatın mizahı hepsinden öte, hepsinden yüce. İşte gelin adayı hanımkızımız gelmiş Stardust düğün salonu yorumları arıyor. Bir düğün salonu hakkındaki yorumların ne kadar komplike olabileceğini farkında mısınız? Bak ne diyorum, düğün-kadın-detay-bir defa evleniyorum-herşey mükemmel olmalı-. Bir düğün salonu işletsem haftasına kendimi asarım yemin ediyorum.

Sanırım bir grup ÖSS adayı (benim zamanımda ÖSS'ydi onu adı, şimdi nedir bilemeyeceğim, tenk gad) hayalindeki mesleği arıyor. Ama insan hayalindeki mesleği hayalimdeki meslek ne olmalı diye arıyorsa o eğitim sisteminde problem yok mudur? Hayaller, gereklilik kipleriyle kovalanmamalı. Sonra hayalimdeki mesleği araştırma diye sorgu veriyor insan, üzülüyorum ben.

Meslek demişken, emlakçının meslek özellikleri nedir diye soran arkadaşa böyle puşt gibin, ifne gibin bişey diye cevap vermek istiyorum sevdiceğim.

O değil de en güzel kafa benimki yemin ediyorum. Haydi selametle...

2 yorum:

Estar Abi dedi ki...

10 numara bi yazı valla. Kara mizah tarzında senaryolar yazmalıymışsın.

Av. Levent Öge dedi ki...

beğendiğine sevindim:)