Böyle küçük esnaf çağrışımlı filmler var. En meşhurları düşman kardeşler Sevilla ve Sibirya Berberleri. Panama Terzisi var bir de örneğin. Küçük esnafın Perihan Abla, Süper Baba gibi mahalle dizilerinde esas oğlana kirvelik yapmaktan çıktığı, KOBİ gibi şahlandığı bu filmlerden Sibirya Berberi'ni izleme şerefine nail olmuş bulunuyorum. (Yaşaaa, varolll sesleri, alkışlar)
Sibirya Berberi'nin yönetmeni, Nikita Mikhalkov, blogda daha önce bahsettiğim 12 Angry Men, filminin reprodüksiyonu "12" filminin de yönetmeni aynı zamanda. Adından da anlaşılacağı üzere kendisi fenal halde Rus. Bir miktar da sağcıymış. "Sağcı Rus" diye bir şey olamaz gibi geliyor insana değil mi? Ama var işte. Zaten filmimiz de Çarlık Rusya'sı döneminde geçiyor ve alttan alttan çalan "eski güzel günler" şarkısını duymamak mümkün değil.
Neyse efendim, filmimiz bir aşk filmi. Rusya'ya Sibirya Berberi adını verdiği bir ağaç kesme makinesini önce imal edip sonra satmak için gelen bir Amerikalı yanında kızını da getirir. Niyetini kızının cazibesini kullanıp yetkililerin yardımı almaktır. Ama işler umduğu gibi gitmez, "kızı", genç bir askeri okul öğrencisine aşık olur ve olaylar gelişir.
180 dakikalık, upuzun bir fimden bahsediyoruz. Film, yukarıda bahsettiğim konu kadar kısıtlı değil kuşkusuz.Genç subay adayı Tolstoy'u ("ünlü yazarla akrabalığı yok") canlandıran Oleg Menshikov ve arkadaşlarının ufak yaramazlıkları, sevimli halleri filmin itici güçlerinden biri. Ama Amerikalı kızı canlandıran Julia Ormond'dan bahsetmeden olmaz. Herkese mavi boncuk dağıtma işini o kadar başarılı yapıyor ki işler tamamen karışıyor ve bizim Tolstoy'un hayatı bir daha eski haline dönmeyecek şekilde değişiyor.
Filmin başındaki Tolstoy ile sonundaki Tolstoy'un yüzüne yerleşen ifadenin hikayesi diyebiliriz bu film için.