5 Eylül 2012 Çarşamba

PUSU - DEVLETİN YENİ SAHİPLERİ

Gündemi ucundan kıyısından takip eden herkesin hatırlayacağı üzere Ahmet Şık, malum cemaatin emniyet içindeki örgütlenmesini anlatan İmamın Ordusu isimli kitabı yazmış, ardından Odatv bilgisayarlarında bulunduğu öne sürülen darbe içerikli dosyalar ile ilişkilendirilerek tutuklanmıştı. Kitap, henüz yayınlanmadığı halde yasaklanmış, kitabı elinde bulunduranların, buna avukatları da dahil terör örgütüne yardım etmiş sayılacağı peşin peşin hükme bağlanmış ve gözlerimiz henüz yayınlanmayan bir kitabın dahi yasaklanabileceğine şahitlik etmişti. 

Pusu- Devletin Yeni Sahipleri, hem bu süreci anlatan, hem savunmanın tezlerini ortaya koyan hem de cezaevindeki yaşama dair deneyimleri aktaran yeni Ahmet Şık kitabı. Zaman zaman tekrara düşse de bu kitabın anlattığı somut bir gerçek var:Devletin yeni sahipleri ya da onların müttefikleri ile ters düşersen olacaklardan sen sorumlusun. Polis-medya ve en kötüsü dokunulmaz kabul edilen yargı eliyle muhalif terbiye çemberine dahil edileceksin. Çemberden çıkarsın çıkamazsın, bunu zaman gösterecek.

Henüz çok mu saf, çok mu hin olduklarına karar veremediğim bir grup insan var. Bunlar "ateş olmayan yerden duman çıkmaz", "devletin hakimi, savcısı böyle dediyse bişi yapmıştır" "niye, buna komplo yapsınlar abi, polisin işi gücü mü yok" diyen insan grubu. Bu kitabı özellikle bu grupta yer alan insanların okumasında toplumsal yarar görüyorum.  Çünkü sıkıyönetim mahkemelerini dahi aratır mahkemeler eliyle, insanların cezaevi köşelerinde hakim önüne çıkmayı bekleyerek ölüme terk edildiği (bkz Kuddisi Okkır) uzun tutuklama süreleri ve anlamsız, hiçbir somut hukuki delile dayanmayan tahliye ret kararları ile ön infazın devreye sokulduğu yeni bir tür hukuk mantığı ile karşıkarşıya olduğumuzu herkes bilmeli. Belki Pusu, verdiği somut örneklerle insanların kafasında bir ışık yanmasına neden olabilir.


Hiç yorum yok: