16 Mart 2011 Çarşamba

DAVA

Bir akşam gelip bakıyorsun evinin kapısını mühürlemişler. Camlara tahta çakmışlar. Kapı duvar. Sonra başını kaldırıp etrafına bakıyorsun komşularının evleri de aynı durumda. Bütün evlerin kapıları tek tek mühürlenmiş, konu komşunun pencere içinde yetiştirdiği çiçekler yerlere atılmış, çiğnenmiş. Kendi kendine soruyorsun acaba neden ve kim yaptı böyle birşeyi. Bilemiyorsun. Çünkü kapıları mühürleyenler kim olduklarını açıklama gereği duymadan, neden böyle bir eylem gerçekleştirdiklerini izah etme ihtiyacı hissetmeden, neye dayanarak bütün bir mahalleyi karantina altına aldıklarını belirtmeden mühürlemişler kapıları. Sadece bir not bırakmışlar "bu evlere erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir." Ne bir mahkeme kararı var, ne bu mahkeme kararının gereğini yerine getiren kurumun adı sanı. Sadece bir not "mahkeme kararıyla engellenmiştir." Hani "madem ki mahkeme kararı bunun bir itiraz merci vardır" deme hakkın bile yok. Çünkü hangi mahkeme, ne sebeple böyle bir engelleme kararı almış, hukuki dayanağı nedir bunu sana bildiren yok. Tek bildiğin çocuk pornocusu muamelesi gördüğün. Birileri bakmış, evinin içini kendine göre sakıncalı görmüş, "yaşanmaz bu fesat yuvasında" demiş ve mühürlemiş.

Ben de Franz Kafka'yı büyük romancı, Dava isimli kitabını çok derin kitap sanırdım. Fikrimi değiştirdim. Bize her Allah'ın günü Josef K'nın hayatını yaşatmaya yemin ettiklerine göre Kafka son derece sıradan bir iş çıkarmış.

Hiç yorum yok: