Ufak bir değerlendirme yaptım geçen. Eleştiriden hazzetmiyorum. Beni eleştirene en ağır şekilde saldırıp kavga çıkartıyorum ki ortamı şekilli bir öfkeyle terk edebiliyim. Eleştirileri göğüslemek için böyle bir yöntem geliştirdim zaman içinde.
Ondan sonracıma burnumun dikine gitmeyi seviyorum. Bişiyi düşündüm ve o bana mantıklı geldi, o zaman o mantıklıdır. Sen istersen bin farklı açıdan durumu değerlendir, ben o sırada seni dinlemiyor olacağım. Bu değerlendirmeleri yaparken eleştiri sınırlarına girersen o zaman öfkeyle ayağa kalk-bağır bağır-hırsla sigara yak-kapıyı çarparak çık formülünü uygularım bilesin.
Başka başka... Buldum, ben insan sevmiyorum. Çünkü insanlar geldikleri zaman karakterlerini de yanlarında getiriyorlar. Neşeli misin, somurtkan mı, kuralcı mısın, uçarı mı bilmek istemiyorum. Ben sadece eğlenmek istiyorum. Senin karakterin, alışkanlıkların beni hiç ilgilendirmiyor. Özünde iyi bir insan olabilirsin, ama ne olur uzakta dur, ben seni uzaktan severim. En sevdiğim hayvan ızgara balık, hayvan mezuuna hiç girmeyelim o yüzden.
Zaman zaman şiddete başvurulmasına taraftarım. Şiddete meyyalim vallahi dertten. (Değil lan, sadece epey zamandır bu lafı kullanmak için bekliyordum, hehe, kısmet bugüneymiş.Bi de ağız dolusu who the fuck are you dersem, deymen benim gamlı yaslı gönlüme)) Mesela birine bişi sordun, gözünün içine baka baka yalan söyledi. İşte al o yalancı kafayı vur masaya. Bunun hayalini kurduğunda yüreğinde bir soğuma hissediyorsan sen de durumunu bir gözden geçir bence.
İşte bu ve bunun gibi bir kaç özelliği birlikte değerlendirince (dedim ya eleştiri sevmiyorum, o yüzden kısa kestim) ileride bir gün diktatörlüğümü ilan etmeye karar verdim. Bu özellikler ideal bir diktatörde bulunması gereken temel nitelikler. Zaman içinde bunları geliştiribileceğimi ümit ediyorum. O yüzden kendim için kısa kısa notlar çıkarmaya karar verdim. Bir gün diktatörlüğümü ilan edince hatırlamak için:
Kafana göre araba kullamıyorsun değil mi? Araç senin için ve diğerleri için tehlike arz ettiğinden o aracı kullanmaya ehil olduğuna dair bir ehliyet alman gerekiyor. Ya da gidip en yakın tükkandan silah edinemiyorsun. (Edinenlerin halini görüyoruz işte. Ben Jokerim deyip ver ediyorlar mermiyi. ) Kafadan kontak mısın, tahtalarda eksilen var mı diye en azından kağıt üzerinde bir bakıyorlar.
O zaman müzik yapmak için neden hiçbir yeterlilik istenmiyor Serdar Ortaç diye bir adamın yaşadığı ülke için bu ne rahatlık arkadaşım? Canınızı sokakta mı buldunuz? Müziğin kalitesini neye göre belirleyeceğiz, müziğin iyisine kim karar verecek diye polemiğe girme benle canımın içi:
Bak, buna müzik diyorlar. Şu oğlanlar da ne yapıyorsunuz diye sorduğunda titreyip kendilerine geleceklerine utanmadan müzik yapıyoruz diyecekler.
O yüzden canım kardeşim, müzik ruhsatı vermede tek kriter paşa gönül kriterleridir. Diktatör ben olduğuma göre kararı da ben veririm. Kafama takılan bişi var gerçi, henüz o sorunu çözemedim. Karar mercii ben olacağıma göre, bütün o gürültüyü ben mi dinleyeceğim? Lann !!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder