"Abicim, bu Sevimsiz Pinti'yi niye dahil ettik ki bu işe" diye sızlandı Memur Çocuğu. İç sıkıntısıyla burnunu çekti Girişimci Ruh. Memur Çocuğu sabahtan beri aynı şeyi 3.defadır soruyordu. "Bak güzel kardeşim, daha önce söyledim, bir kez daha söylüyorum, bizim topladığımız paralar yetmiyor, öğrenim kredileri işin maliyeti karşısında devede kulak kalıyor, bize para lazım, parada bu herifte, bu işi yapacaksak bu adama mecburuz." diye terslendi bu sefer, sabrının sonuna gelmişti, esasında şu an Memur Çocuğunun burnuna bir tane patlatmak istiyordu. Muhatabını kızdırdığını fark eden Memur Çocuğu ister istemez geri adım attı: "Ya, şimdi onu anladım da, peki parayı nasıl paylaşacağız" diye üsteledi. "Offf, off ulan offf, şimdi bağıracağım yangın var diye otobüsün içinde, olm numara mı yapıyorsun yoksa gerçekten süzme salak mısın, herkes koyduğu para kadar kardan hisse alacak"
Memur Çocuğu yani dedi kendi kendine, "biz çalışacağız, bütün parayı sermaye toplayacak, kahrolsun sermaye, zafer direnen emekçinin olacak mına koyim" diye motive etmeye çalıştı içindeki emekçiyi. Bir patrondan kaçarken bir başka patrona yakalandığı o anda dank etti kafasına.
Her şey çok çabuk gelişmişti, balkondaki o "iş toplantısının" ardından Her Şeyden Sıkılan Adam ile Macera Dolu Amerika, Foça'ya gitmişler, mekanı görmüşler ve olumlu rapor vermişlerdi. "Olm, bak Foça şurada, şuradan sahile iniliyor, şöööle bir yay çizdiğinde bizim tezgahı açacağımız mekan tam sahildeki yürüyüş yolunun ortasında kalıyor" diye yazbozun üzerine yaptığı çizimlerle süslediği zengin bir "brief" sunmuştu Macera Dolu Amerika. O "tamam" deyince hazırlıklara başlamışlardı. Şimdi de Girişimci Ruh ile birlikte Karanfil'den mal almaya gidiyorlardı.
Karanfil'e vardıklarında şöyle bir bakındılar. Esasında bir iki isim almışlardı önceden ama bir türlü nereden başlayacaklarını bilemediler. Kararsızlıklarına son noktayı elbette Girişimci Ruh koydu: "Gel, mına koyim, şuradan başlayalım, sora sora gideriz." "Ama ama ya kazıklanırsak" diye haykırmak istedi beriki ancak bu sefer çekindiğinden olumsuz bir şey söylemek istemedi. "Tamam, şurası iyiymiş, bak ne güzel kolye uçları var, bence paramızın 1/4'ü ile kolye ucu alalım, bunlardan çok satarız kesin" Gözlerinde Feridun Bitir'ler yandı yandı söndü . "Şaka mısın oğlum sen, paramızın 1/16'sı ile de fındık alalım istersen, tövbe tövbeee" diye tersledi onu bir kez daha Girişimci Ruh. Sonra gel dedi gönlünü almak için, "şu dükkandaki kolye uçları güzelmiş gerçekten " *
* O gün paralarının 1/4'ü ile olmasa bile önemli bir miktarıyla kolye ucu aldılar. Aldıkları gümüş kolye uçlarından bir tane bile satamadılar. Evet, o herkesin eline alıp arkadaşına eheueueue, çok komikkkk diye gösterdiği tuvalet kabinindeki adam bile satılmadı.
2 yorum:
"Yok, olmadı" falan diyorsun bir de.. Ayıp ediyorsun.
A ha! Eskiden yorumlar için yönetici onayı yoktu diye hatırlıyorum. Manyağın biri geçti herhalde bu diyarlardan.
Yorum Gönder