Nar, Ümit Ünal'ın yazıp yönettiği, büyük ölçüde kapalı mekanda geçen ve sadece dört oyuncunun yer aldığı son filmi. Açıkça söylemek gerekirse filmi izlemeden önce gam, kasavet içinde kederli bir Türk filmi bekliyordum. Yanılmışım.
Yer yer psikolojik gerilim ögelerinin kullanıldığı, başarılı oyunculukla taçlanan oldukça sürükleyici bir film olmuş Nar. Seyirciyi şaşırtmak için sıkça kullanılan, sağ gösterip sol çakmalı filmler gibi olmasa da hikayenin başlangıcı ile sonradan geldiği yer arasında oldukça büyük bir fark var. Usul usul giden filmin birden yön değiştirip karanlık sulara açıldığını görmek seyirciyi şaşırtmak yerine filmi ciddiye almasını sağlıyor.
Başrollerde (aslında figürasyon hariç bütün rollerin bunlardan ibaret olduğunu söyleyebiliriz) Serra Yılmaz, İrem Altuğ, İdil Fırat ve Erdem Akakçe var. Neredeyse tek bir kapalı mekanda geçen filmde oyuncuların birbirinin önünü kesmesi, bir takım tiyatral zırvalıklara girmemeleri oldukça dikkat çekici. Erdem Akakçe'nin oyunculuğu şahane.
Konuya ilişkin çok fazla detay vermek istemiyorum. Başkalarının hayatlarına bakışın, ötekileştirme, önemsizleştirme tuzaklarına takılmadan, aslında birbirimizden çok da farklı olmadığımızın bilinciyle ıslah edilmesi gerektiği gibi bir teması var diyebiliriz.
Böyle güzel bir filmin yalnızca İstanbul ve Ankara'da gösterime girmesi hem filme, hem seyirciye hayınlık. Ama izlemek isteyen bir yolunu bulur, değil mi?
Yer yer psikolojik gerilim ögelerinin kullanıldığı, başarılı oyunculukla taçlanan oldukça sürükleyici bir film olmuş Nar. Seyirciyi şaşırtmak için sıkça kullanılan, sağ gösterip sol çakmalı filmler gibi olmasa da hikayenin başlangıcı ile sonradan geldiği yer arasında oldukça büyük bir fark var. Usul usul giden filmin birden yön değiştirip karanlık sulara açıldığını görmek seyirciyi şaşırtmak yerine filmi ciddiye almasını sağlıyor.
Başrollerde (aslında figürasyon hariç bütün rollerin bunlardan ibaret olduğunu söyleyebiliriz) Serra Yılmaz, İrem Altuğ, İdil Fırat ve Erdem Akakçe var. Neredeyse tek bir kapalı mekanda geçen filmde oyuncuların birbirinin önünü kesmesi, bir takım tiyatral zırvalıklara girmemeleri oldukça dikkat çekici. Erdem Akakçe'nin oyunculuğu şahane.
Konuya ilişkin çok fazla detay vermek istemiyorum. Başkalarının hayatlarına bakışın, ötekileştirme, önemsizleştirme tuzaklarına takılmadan, aslında birbirimizden çok da farklı olmadığımızın bilinciyle ıslah edilmesi gerektiği gibi bir teması var diyebiliriz.
Böyle güzel bir filmin yalnızca İstanbul ve Ankara'da gösterime girmesi hem filme, hem seyirciye hayınlık. Ama izlemek isteyen bir yolunu bulur, değil mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder