17 Eylül 2009 Perşembe

BİR DE ŞÖYLE BİR DURUM

Son zamanlarda yaşanan ve gencecik bir kızın vahşice öldürülmesi, şüphelinin ortadan kaybolması ve bir türlü yakalanamaması sonucunda iyiden iyiye infial uyandıran cinayetin firari zanlısı nihayet teslim oldu. Tabi cinayetin bu denli infial uyandırmasının bir başka ve belki de esas sebebi şüphelinin Türkiye'nin zengin ve güçlü ailelerinden birine mensup olması ve toplumda şüphelinin kayırıldığına dair uyanan kuvvetli inanç . Bütün bunların üzerine yıllar yılı İstanbul'u pos bıyıklarının gölgesinde yürüten emniyet müdürü ve başbakanın talihsiz demeye bile dilimin varmadığı açıklamaları gelince işler iyice çığrından çıktı.
Toplumun kayırılma, kollanma ve hatta delillerin karatılması noktasındaki itirazlarına kalben katılıyorum. Hatta http://stardustt.blogspot.com/2009/04/devletsever.html ben de iyi kötü bir şeyler karaladım bu konuda. Ama dünkü teslim olma seremonisinden sonra işler karıştı.
Dün gece şüphelinin avukatı canlı yayına bağlandı ve kısaca durum hakkında bilgi verdi. Bunu yaparken kuşkusuz müvekkilini korumaya, en azından zor duruma sokmamaya gayret gösterdi. Sen misin bunu yapan? Veryansın başladı. "Vay efendim, nasıl onu savunurmuş, nasıl çocuk dermiş, kıza hiç mi acımıyormuş, bak sen demek sucuk ekmek yedirmiş demek" temelli ve avukatın kişiliğini ve mesleğini hedef alan salvo başladı.
Herkesin ama herkesin savunma hakkı vardır ve müdafi üstlendiğini savunmanlık işini bihakkın yerine getirmek zorundadır. Bunun için yasaların sağladığı enstrümanları en doğru şekilde kullanması öncelikle meslek etiğinin gereğidir. İşi kabul etmeyebilir, kendisine gelen her davayı almak zorunda değildir. Ama üstlendiği her savunmanlık işini layıkıyla yapmak zorundadır.
Hem kendinizi, şüphelinin yerine bir koyun bakalım, siz nasıl bir avukat isteyeceksiniz?

1 yorum:

Mehmet Reşit dedi ki...

İlginç bir şey var. Bir çeşit "her gün bir sürü şehit veriyoruz, onları niye bu kadar gündemde tutmuyorsunuz" cu bir güruh türedi bir kaç zamandır.
Önce facebook'ta bir grup gördüm, bugün de Sabah Gazetesi'nin internet sitesindeki bir Münevver haberinin altında aynı tornadan çıkmış 8-10 yorum okudum.

Kaç zamandır diyorum; "internet sağolsun, avam kalktı yürüdü" diye.. Bu sefer cidden geliyorlar allahıma!